HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği, HASUDER (Halk Saglıgı Uzmanları Dernegi) ve Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Türkiye’de çevre sağlığı alanında çalısan tüm aktörleri bulusturmayı amaçlayan Çevre, Iklim ve Saglık için Isbirliği Projesini (ÇISIP) başlatıyor. AB’nin mali desteği ile Türkiye’deki sağlık uzmanlarının çevre ve iklim politikaları alanında desteklenmesi hedefleniyor.
Üç yıl sürecek projede;
- Tüm sağlık uzmanlarının katılımına açık, çevre ve iklim değişikliği üzerine çalışan ve işbirliğine
dayanan bir platformun kurulması,
- Halk sağlığının korunması temelli bir yaklaşımla iklim değişikliği ve çevre alanında çevrimiçi
egitimler, tıp ögrencilerine yönelik gezici egitim seminerleri ve yüz yüze kurslar düzenlenmesi,
- Türkiye’nin sağlık uzmanlarıyla, Avrupa’daki meslek örgütleri, sivil toplum ve düşünce kurumları
arasında diyalog kurulması,
- Çevre, iklim değişikliği ve sağlık konularında sağlık uzmanlarına yönelik içerik, bilgi notu ve egitim
metaryali üretilmesi hedefleniyor.
Iklim değişikliğinin insan sağlığına etkileri yalnızca ortalama sıcaklıkların hayvan göçlerine, aşırı hava olaylarının sayı ve sıklığında artışa, vektör ve su kaynaklı bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması ve yayılmasına , allerjenlerin, hava, su ve gıda kirliliğinin artmasına da neden olur.
Küresel sıcaklık ortalamasındaki 2-3ºC'lik artış, sivrisineklerin göç rotalarına etki edeceğinden, sıtma riski altındaki insan nüfusu da%3-5 oranında artacaktır.
1980’den bu yana yeni salgın hastalıkların sayısında artış görülmektir.
Yeni görülen hastalıkların %75’i,
Bugüne kadar bilinen hastalıkların %60’i zootonik kökenlidir.
HIV/AIDS, SARS, Ebola, kuduz, tifo mikrobu, Batı Nil virüsü dahil pek çok enfeksiyon vahşi yaşamdan insana geçmekte, milyarlarca insan aslen çevre kökenli bu virüsler sebebiyle hastalanmakta ve ölmektedir. İnsan sağlığını korumanın başı çevre sağlığını gözetmek ve Tek Sağlık yaklaşımını uygulamaktır.
1. Tek Sağlık: Disiplinlerarası Bir Yaklaşım
Tek sağlık yaklaşımı insan sağlığının, hayvan ve paylaşılan ortak yaşam alanlarımızın sağlığı ile yakından ilişkili olduğunu ifade eder. Tek sağlık terminolojisinin geçmişi 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır, ilk defa patolojist Dr. Rudolf Virchow tarafından kullanıldığı bilinmektedir.
Tek Sağlık yaklaşımına göre ekosistem sağlığı tüm insan, hayvan ve bitkilerin yaşam ortamlarının sağlığından ayrı ele alınamaz.
Tek Saglık konuları arasında iklim degisikligi, zoonotik hastalıklar, antimikrobiyal direnç, gıda güvenligi ve güvencesi, vektör kaynaklı hastalıklar, çevresel kirlilik, insanlar, hayvanlar ve çevreye yönelik diger saglık riskleri bulunur.
Ayrıca kronik hastalık, akıl saglıgı, yaralanma, isçi saglıgı ve bulasıcı olmayan hastalıklar da disiplinler arası is birligini içeren bu yaklasımda ele alınabilir.
2020 Dünya Sağlık Asamblesi’nde7 DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, pandeminin insanlar ve dünya arasındaki derin ve kırılgan ilişkinin bir hatırlatıcısı olduğunu belirtmiş; dünyamızı daha güvenli hale getirmeye yönelik her türlü çabanın insanlar ve patojenler arasındaki kritik dengeye ve dünyamızı daha az yaşanabilir hale getiren iklim değişikliği tehdidine değinmedikçe başarısız olmaya mahkum olduğunun altını çizmiştir.
2. Tek Sağlık & İklim Değişikliği
Göç
İklim değişikliği sadece insanların değil hayvanların da temiz havaya, güvenli içme suyuna, besleyici gıdaya ve güvenli barınmaya erişimini tehdit ediyor.
Yükselen deniz seviyeleri, eriyen buzullar, aşırı hava olayları, sıcaklık dalgaları, kuraklık ve orman yangınları daha fazla türü göçe zorluyor.
Çevre kosullarındaki ve habitatlardaki bu değişim, hastalıkların hayvanlara ve hayvanlardan da insanlara bulasması için yeni fırsatlar yaratıyor.
Ayrıca yiyecek ve barınma ihtiyacı karsısında yasadıkları stres, türleri viral hastalıklara karsı savunmasız hale getiriyor.
Gıda ve Su Güvenligi
Temiz hava, temiz su ve asırı hava olayları bitki ve tarım ürünleri için de önem teskil ediyor. Öyle ki, iklim degisikliginin 2030-2050 yılları arasında her yıl 250 bin ölüme neden olacagı tahmin ediliyor. Bunun 144 bini viral hastalık kaynaklı ishal ve sıtma iken, 95 binin de çocuklarda yetersiz beslenme sebebiyle gerçeklesecegi tahmin ediliyor,
3. Tek Saglık & Hayvan Refahı
Yaban Hayatı Ticareti ve Kaçakçılıgı
Pek çok yaban hayvanı etleri, derileri, dis ve tırnakları veya süs hayvanları olarak satılmak için son derece kötü sartlar ve stres altında, birbirleri ve insanlarla temaslarının kontrolsüz oldugu ortamlarda yetistirilirler. Bu tip ortamlardan enfeksiyon hastalıklarının dogması kaçınılmazdır.
Ayrıca yaban hayvan ticareti, yaban hayvanlarını ve tasıdıkları patojenleri dogal yollardan ulasamayacakları cografi bölgelere ulastırabilir; tıpkı daha önce kuzey yarımkürede görülmeyen ama simdilerde yaygın görülen Batı Nil Virüsü gibi.
Avcılık
Yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesi birçok zoonoz etkenin insanlara bulasmasındaki ana yollardan biridir. Çiftlik hayvanlarının gıda olarak insana ulastırılması sürecinin her asaması veteriner hekimler tarafından kontrol edilir. Ancak yaban hayvanları için bu tip bir kontrol söz konusu olmadıgı için yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesi hem bunu yapan kisi hem de etrafındaki insanlar için büyük risk olusturur.
Unutulmamalıdır ki yeni kentsel alanların yaratılması ve madencilik gibi faaliyetler için açılan yollar sayesinde yaban hayatı kaçakçıları ve avcıların yaban hayvanlarına ulasım imkanı artar.
4. Tek Saglık & Biyoçesitlilik
Biyolojik Çesitliligin Kaybı
Dogadaki hayvanlar çok sayıda patojen barındırmaktadır. Ancak tür çesitliliginin yüksek olması patojenlerin konakçılarının yogunlugunun azalmasına ve vektörlerinin populasyonunun dengede tutulmasını saglayarak hastalık bulasıcılıgı ve prevalansını düsürebilir. Bu, “biyolojik çesitliligin seyreltme etkisi” olarak adlandırılmaktadır.
Biyolojik çesitlilik kaybı, çogunlukla besin zinciri bozulmasına baglı konakçı ve vektörlerin sayısını denetleyen yırtıcıların azalması seklinde görülür.
Örneğin ; Örnegin yılan popülasyonun azalması ile fare popülasyonu artar ve patojenler daha kolay
yayılır.
Bir baska örnekle, memeli çesitliligi azaldıgında hantavirüs prevalansının arttıgı ya da Batı Nil virüsünün yaygınlasmasının ötücü olmayan kus zenginligindeki azalmalar ile iliskili oldugu genelinde omurgalı nüfusunda %60 düsüs yasanmıstır; bunun henüzu yönünde arastırmalar bulunmaktadır.Arastırmalara göre 40 yıl gibi kısa bir süre içinde dünya haberdar olmadığımız onlarca farklı enfeksiyon hastalıga yol açtığına süphe yoktur. Iklim değişikliği de tür kaybının nedenleri arasındadır.
5. Sağlık Sektöründen Öneriler ve Eylemler
Türkiye’deki Karar Vericiler için
1. Sağlık otoriteleri, COVID-19 gibi zoonotik hastalıklarla ilişkili risk faktörlerini Tek Sağlık yaklaşımı ve Önleme Merkezi’ne göre Tek Sağlık yaklaşımı ele almalı. Amerika Birlesik Devletleri Saglık Bakanlıgı bünyesinde faaliyet gösteren Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne16 göre Tek Saglık yaklasımı zoonotik hastalıklarla savasmada etkin bir yoldur.
2. Karar vericiler, ne amaçla olursa olsun doğadan hayvan yakalanmasına ve bunların ticaretinin yapılmasına izin vermemeli. Bu adım hem yabani hayvan türlerinin yok olmaması hem de insan sağlığı için son derece gereklidir.
3. Çevre sağlığının gözetilmesi için Çevresel Etki Degerlendirme raporları tek basına etkili olmamaktadır. Dünya Saglık Örgütü’nün önerdiği Sağlık Etki Degerlendirmesi (SED) yöntemi hayata geçirilmeli, SED’e iliskin sağlık uzmanlarının görüslerini temel alan bir mevzuat çalısmasına baslanmalıdır.
4. Halk saglıgını tehdit eden, iklim degisikligiyle mücadeleyi zorlastıran kirletici sektörlere ve ayrıca madencilik gibi ekosistemleri bölen sektörlere yönelik kamu harcamaları kaldırılmalı; bu sektörler yerine alternatif istihdam alanları yaratılmalıdır.