Bir Türk evladının, bu vatan topraklarını borçlu olduğumuz ve dünyanın hayranlık duyduğu bir büyük lideri savunmak zorunda bırakılması inanın kahredici!
Kimi kime karşı koruyoruz!
Bu vatanı bizlere armağan eden, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatanlar kime hizmet ediyor?
Türk milletine hizmet etmediği aşikar…
Gıybet onlarda…
Fitne onlarda…
Müslüman olup Müslümanlığın sadece namaz kılmak olmadığını bilmemek de onlarda!
Bunlar Müslüman Türk evladı olabilir mi?
Bir milli şairimizin bir de milli imamımızın vaazlarını ders olarak verip anlatalım bu nankörlere…
Atatürk neler söyletmiş iyi okusunlar…
İstanbul’un fethi ile başlayalım…
29 Mayıs 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet'in fethettiği İstanbul ile…
Ne oldu?
18 Kasım 1918’de fiilen İngiltere tarafından resmen işgal edildi?
Kim işgal ettirdi?
Atatürk mü?
İstanbul 4 yıl 10 ay 23 gün İngiliz işgali altında idi.
Sultan Vahdettin şehrin anahtarını İngiliz komutanın önünde eğilerek vermek zorunda kaldı…
Anahtarı vermek, İstanbul'u her şeyi ile İngilizlere teslim etmek anlamına gelir…
Peki ne oldu?
6 Ekim 1923’te Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, İstanbul'u işgalden kurtardı.
İstanbul ikinci kez ATATÜRK tarafından fethedildi.
Atatürk’e lanet okuyanlar haberiniz yok mu?
Gelelim Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Çankırı vaazına…
Tarih: 15 Ekim 1920
Mısralarıyla İstiklal Mücadelemizi en güzel şekilde anlatan Vatan Şairi, “Çiğnerim, çiğnenirim, Hakkı tutar kaldırırım’’ diyen imanlı koca bir yürekti.
Vatan aşkı, millet aşkıyla doluydu.
O, gerçek bir Türk oğluydu, vefalıydı bu topraklara, sevdalıydı.
Bunun için de şöyle diyordu:
“Sahipsiz olan memleketin batması haktır, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.’’
Mehmet Akif Ersoy, 15 Ekim 1920 Cuma günü Çankırı’nın en büyük camisi olan ve halk arasında Büyük Camii olarak bilinen, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Ulu Camii’de bir vaaz verir…
Mehmet Akif, ibadetten önce hürriyetin geldiğini ve hürriyet olmadan yapılan ibadetlerin kabul olmayacağını…
Kâfirin işgali altında olan halifenin de esir olduğu dolayısıyla gerçek halife olamayacağını, Yunanlılara ve kâfirlere karşı cihad bayrağını açan Mustafa Kemal etrafında toplanmak gerektiğini ısrarla vurgular…
Mehmet Akif vaazında şunları söyler…
“Muhterem Müslümanlar, Aziz Çankırılılar,
Allah’a hamd ü senalar olsun.
Aylardan beri Cuma namazını kılmak fırsatını Çankırı’da buldum.
İstanbul ve civarında kılamadım.
Çünkü o yörelerde kâfirlerin bayrağı dalgalanıyordu.
O bayrağın altında kâfirin kölesi idik.
Rabbü’l-âlemin Müslümanlara köleliği haram kılmıştır. Kölenin [Cuma] namazı kabul değildir.
Hürriyetinizi kazanacak, sonra cumaya koşacaksınız. Kâfirin bayrağı altında halifelik de kuru bir sözden ibarettir.
Halifelik İslam bayrağı altında olur.
Yoksa halife de bir köledir.
Allah’ın reddettiği bir haleftir.
Öyleyse Müslüman için evvela hürriyet sonra ibadet. Aziz Çankırılılar, kâfirlerin köleliğini kabul etmeyip hürriyet için cihad açan.
Mustafa Kemal Paşa etrafında toplanınız ve ülkemizi yakıp yıkan hamile kadınların karınlarını deşen…
Hiçbir günahı olmayan çocuklarımızı süngüleyip havada dolaştıran kız ve kadınlarımızın namuslarına tecavüz eden…
Yunan ordusunu ve onları destekleyen kafirleri kovmadıkça…
Eli kolu bağlı yörelerimizde İslam’ın bayrağını dalgalandırmadıkça sizlerin de ameli noksan [kalır] ibadeti makbul olamaz.
Köleliği kaldıran ona cihad açan Kuvva-yı Milliye ordusuna katılınız.
Cennetin kapısı daima şehitlere ve gazilere açıktır.
Her iki cihanda da Allah’ın makbul kulları şehitler ve gazilerdir.”
İşte bu..
Duydunuz mu hutbelerde bir rahmeti bile çok gördüğünüz Mustafa Kemal Atatürk için neler söylemiş Mehmet Akif!
Bitmedi…
Gelelim Kahramanmaraş’ın işgaline ve Sütçü İmam’a…
22 Şubat 1919 tarihinde Kahramanmaraş’ı İngilizler…
1 Kasım 1919 tarihinde Kahramanmaraş Fransızlar tarafından işgal edilir…
Fransızlardan yardım gören Ermeniler şımararak taşkınlık yapmaya ve niyetlerini açıklamaya başladılar.
31 Ekim 1919 Cuma günü Uzunoluk hamamından çıkan kadınların peçesini açmak isteyen Fransız üniformasını giymiş, Ermeni askerlerine,
Sütçü imam “Durun bre dinsizler” diyerek silahını ateşlemiş ve başörtüsüne uzanan elleri kırmıştır.
Bu işgal üzerine!
Bu tarihi, oldukça anlamlı ve ibrete değer olay, Maraşlıları düşmana karşı tek vücut haline getirmiştir.
Bu anlamlı kıvılcımla Maraş, kurtuluş savaşının başladığı, Türk milletinin dirilerek ayağa kalktığı ve işgal ordularına karşı baş kaldırıldığı öncü bir şehirdir…
Fransız General işgali kutlamak için bir gece Kahramanmaraş’ta bir balo düzenler.
Baloya herkesi, Ermenileri de davet eder.
Baloya çok güzel bir Ermeni kızı gelmiştir. Fransız general Ermeni kızını gözüne kestirir ve kızı dansa davet eder.
Fakat Ermeni kızı:
“Kaledeki Türk bayrağı inmedikçe sizinle dans edemem” deyip generalin teklifini geri çevirir.
Bunun üzerine General askerlerine:
“Kaledeki o bez parçasını indirin” diye alçakça bir emir verir.
Ertesi gün Cuma günü, Maraşlılar kaledeki
Türk bayrağının indirilip yerine Fransız bayrağının asıldığını görürler.
Maraş halkı üzgün ve çaresizdir.
Cuma ezanı okunur ve halk Ulu Camii’de toplanır.
Sinirler gergin, herkesin morali çok bozuktur.
Caminin İmamı Rıdvan Hoca, Cuma Hutbesi için minbere çıkar ve cemaatin şaşkın bakışları arasında,
Türk bayrağını eline alıp şöyle der:
“Ey Cemaat, minbere Cuma Hutbesi için çıkmadım, bilesiniz.
Cuma namazı hür insanlar için farzdır.
Kalesinde kendi bayrağı dalgalanmayan bir memlekette Cuma Namazı kılınmaz.
Önce bayrağımızı yeniden dalgalandıralım sonra namazımızı kılalım” der.
Bir anda camide tekbir sesleri yükselir.
Halk bu duygu ve cesaretle kaleye hücum eder.
Fransız askerleri korkudan ne yapacağını şaşırır ve bayrağımız tekbir sesleriyle yeniden göklere çekilir.
Halk o gün Cuma Namazını kalenin burcunda kılar.
Tamamen gerçek ve tarihimizde benzeri olmayan bu olay sayesinde halkın milli bilinci uyanmış!
“Silah gücüyle inen bayrağımız,
iman gücüyle yeniden dalgalandırılmıştır.”
Ulu Camii imamı Rıdvan Hoca’nın, “Maraş bize mezar olmadan düşmana gülizar olmaz. Kalesinden Türk bayrağı dalgalanmayan ülke de Cuma Namazı kılınmaz” sözü tarihe altın harflerle kazınmıştır.
Allah onlardan razı olsun, mekanları cennet 0lsun.
Bugün ATATÜRK'e ve silah arkadaşlarına olumsuz bir şekilde saygısızlık yapanlara vaaz ederken “Allah rahmet eylesin” demelerini bıraktık hakaret edenler, Sütçü İmam’ın şu sözü hepinize derstir…
"Her kim Mustafa Kemal Paşa ve Kuvay-ı Milliye aleyhinde fetva verip düşmanlık yapar.
Bilin ki onların damarlarında kâfir kanı akar."
Değinmeden geçemeyeceğim…
Atatürk’e dinsiz diyerek hakaret edip dil uzatanlar
açsınlar tarih kitaplarını Atatürk’ün Balıkesir Hutbesini okusunlar…
Ama iyi okusunlar!
Mustafa Kemal kimmiş görsünler!
çok güzel bir yazı olmuş...Mustafa Kemal'e düşman olanların ortak noktasını güzel yazmışsınız...
Güzel yazı. Kalemine sağlık.