TRT Haber Muhabiri Sena Ünal, AA muhabirine, yangının ilk gününden bu yana TRT Haber ekibi olarak sürekli sahada olduklarını söyledi.Beydiğin bölgesinde canlı yayın yaptıklarını aktaran Ünal, "Aslında güvenli bir bölgedeydik. Canlı yayın sonrasında kameraman arkadaşım Kadir görüntü almak istedi. Bir anda havanın değişmesiyle rüzgarın alevleri bize doğru getirdiğini gördüm. O an Kadir'i adeta çekmeye çalıştım. O da bir görüntü daha diyerek görüntü çekmeye başladı. Alevler yola kadar yükselmişti. Saniyelerle yarıştık aslında. Rüzgarla birlikte alevler de üzerimize geliyordu. Artık herkes bağırmaya ve kaçmaya başladı. O anda artık 'biz de gitmeliyiz' dedim. Kadir arkadaşımızı kolundan tutarak çekiştirdim. Ekibiz. Sahada onu bırakıp asla gidemezdim. Saniyelerle oradan ancak kurtulabildik." ifadesini kullandı.Kendilerinin de diğer gazeteciler gibi sahada zorlu bir görev yürüttüklerine değinen Ünal, ormancılar gibi alevlerin en yoğun olduğu yerlere gitmeye çalıştıklarını, zorlu işi severek yaptıklarını dile getirdi.
"Canımız çok yanıyor aslında"
Muhabir arkadaşının kolundan çekerek kendisini uzaklaştırmaya çalıştığını anlatan Kurucan, "Kameramanlık refleksiyle en yakın bir şekilde görüntüleri çekmeye çalıştım. Kameramanlığın ruhunda insanların koşarak uzaklaştığı yere koşarak gitmek var ama artık alevler iyice yaklaşınca panikle uzaklaşmak durumunda kaldık. Muhabir arkadaşımın kolumdan sürükleyerek beni uzaklaştırmaya çalışması da fotoğraf karesine yansımış." diye konuştu.
"Ormanlarımız yanıyor. Canımız yanıyor aslında. Köylülerin, orman ekiplerinin mücadelesini en doğru şekilde göstermeye çalışıyoruz. Üzülerek görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu da gazeteciliğin zor yanı." dedi.
Yangını çekerken rüzgarın terse dönmesi nedeniyle alevlerin karayoluna kadar yükseldiğini aktaran Çiftçi, "Alevler oldukça yaklaştı. Gazeteciler de alevlerden kaçıyorlardı. O anın hem yangının büyüklüğünü hem de gazetecilerin ne şartlarda çalıştığını göstermek amacıyla deklanşöre bastım. Buradaki herkes gibi biz de zorlu bir görev yapıyoruz. Yangını en doğru şekilde kamuoyuna duyurmak için gece gündüz çalışıyoruz. " diye konuştu.
"Canımız çok yanıyor aslında"
Muhabir arkadaşının kolundan çekerek kendisini uzaklaştırmaya çalıştığını anlatan Kurucan, "Kameramanlık refleksiyle en yakın bir şekilde görüntüleri çekmeye çalıştım. Kameramanlığın ruhunda insanların koşarak uzaklaştığı yere koşarak gitmek var ama artık alevler iyice yaklaşınca panikle uzaklaşmak durumunda kaldık. Muhabir arkadaşımın kolumdan sürükleyerek beni uzaklaştırmaya çalışması da fotoğraf karesine yansımış." diye konuştu.
"Ormanlarımız yanıyor. Canımız yanıyor aslında. Köylülerin, orman ekiplerinin mücadelesini en doğru şekilde göstermeye çalışıyoruz. Üzülerek görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu da gazeteciliğin zor yanı." dedi.
Yangını çekerken rüzgarın terse dönmesi nedeniyle alevlerin karayoluna kadar yükseldiğini aktaran Çiftçi, "Alevler oldukça yaklaştı. Gazeteciler de alevlerden kaçıyorlardı. O anın hem yangının büyüklüğünü hem de gazetecilerin ne şartlarda çalıştığını göstermek amacıyla deklanşöre bastım. Buradaki herkes gibi biz de zorlu bir görev yapıyoruz. Yangını en doğru şekilde kamuoyuna duyurmak için gece gündüz çalışıyoruz. " diye konuştu.