Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanlığı tarafından 35.yıl dönümü münasebeti ile cedaw sözleşmesi hakkında bir yazılı basın açıklaması yapıldı.
Özetle şu bilgiler paylaşıldı;
1979 yılında BM’de kabul edilen Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığı Önleme(CEDAW) sözleşmesi 1985 yılında ülkemizde kabul edilerek ona göre anayasal ve yasal düzenlemeler yapılarak bu günkü halini almıştır. Biz Türkiye Aile Meclisi olarak bu CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi aile yapımızı hedef alan çarpık sözleşmelerden kurtulup, yerli ve milli, inanç ve kültürümüzle uyumlu yasalar istiyoruz.
CEDAW Sözleşmesine göre;
*Ev reisliği kavramı kaldırdı.
Babalarımız ev reisi annelerimiz evin direğiydi. Bu sözleşme evin reisliğini babadan aldı ama anneye de vermedi. Sadece Evi eşler birlikte yönetirler diyor. Belki hala da edep, adap bir derece toplumda var ama her geçen gün bu reissiz evin durumu perişan olacak, kadın erkek arasında sık sık kavga ve kargaşaya neden olacaktır. Toplumun çekirdeği olan aile eş başkanlık yöntemi ile sözüm ona idare edilecekmiş. Bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.
*Kadına kocasından izinsiz çalışma imkanı,
Erkek işe, Kadın işe üstelik kadının çalışmak için kocasından izin isteme mecburiyeti dahi yok, sabahleyin anne babanın evden çıktığı düşündüğümüz zaman bu evde nasıl evlat yetişecek? Bu evden nasıl aile kokusu gelecek, bu evde nasıl bir huzur olacak? Vahim soruları akla geliyor. Bunun sakıncalı olduğunu söylüyor ve aile reisliğinin yeniden yasal olarak düzenlemesini talep ediyoruz.
*Nafaka olayda bir çarpıklık var.
Bu sözleşmenin yasalarımıza yansımasından dolayı boşanan eşlerden kadına sürekli nafaka ödenme hakkı yasal hale getirildi. Bunun sakıncalı olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı ortadadır. Kadın resmi evlilik yapmadan Hans ve Hanzo ile gönül eğlendirecek nafakayı da eski kocasından alacak, bazen de içkiyi fazla kaçırarak elin adamıyla çektiği fotoğrafı eski eşine gönderecek, bu da cinnet ve cinayete neden oluyor, bu konuda akla, vicdana, imana uygun bir yasal düzenlemenin yapılmasını istiyoruz.
*Mal ortaklığı, evlenen kadının kocasının malına ortaklığını getirmiş, bir çok kadın bunu su-i istimal ederek zengin birisiyle evlenip ayrılma yollarını arıyor, hatta bazı avukatlar da bir şeyler kazanmak amacıyla bu tür boşanmaları teşvik ediyor, bu endişeden dolayı kimi erkekler evlenmeye cesaret etmiyor, buna bir düzenleme getirilmesini istiyoruz
*Toplumsal Cinsiyet Eşitliği,
Sözleşmenin en can alıcı belası aslında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğidir, Kadın dermekleri, Feministler, LGBT dernekleri bütün bu melanetli oluşumlar cesaretini bu maddeden alırlar. Diyanet Reisi Prof.Dr.Ali Erbaş hocanın 24 Nisan Cuma günü Hacı Bayram-ı Veli camisinde okuduğu hutbesine de bu madde dayanak gösterilerek müdahale edildi.
İstiklal marşımızda diyor ki;
“Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli,
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” ama ne yazık ki bu sözleşme ile Camimize de Kitabımıza da namahremin eli uzatılıyor. Dolayısıyla bu sözleşmenin feshedilmesini istiyoruz
*Evlilikte 18 yaşı altı evlenmek yasak zina serbest diyor
Temel eğitim, üniversite, meslek edinme ve iş bahanesiyle evlilik yaşı kızlarımızda hayli ilerledi. Bu onların doğurganlık özelliklerinin körelmesine vesile ve annelik vasıflarının kaybolmasına neden oluyor.
Ayrıca sanki her kıza iş-aş imkanı verecekmişiz gibi hülyalı bir rüya ile kızlarımızı yetiştiriyoruz. Ne yazık ki “önce iş, sonra eş” sloganı yüzünden evlilik geçkiyor, hayatın tadı kaçıyor.
Biz de kızlarımız için “önce eş, sonra iş” diyoruz. Kadının annelik vasfını ancak bu şekilde bir derce muhafaza edebiliriz. Dolayısıyla bu yabancı sözleşmeler 18 yaş altı kız çocuklarına flört vb. beraberliği özgürlük adına yasal bir hayat sayarken evlenmelerine engel oluşturuyor. Bu konuda kız erkek/ iki tarafın aileleri tamamı eğer rıza gösteriyorsa evlilik yaşının 15 düzeyine indirilmesini istiyoruz.
İlginçtir bin bir türlü melanet içerek İstanbul Sözleşmesinin ana dayanağı da SEDAW sözleşmesidir. İddiamız su ki bu sözleşme feshedilmediği sürece dünyada ailede huzur olmaz, kadın erkek sürekli bir çekişme yaşayacak ve cinnet ve cinayet olayları daha da artacaktır.
Kamu oyuna saygılarımızla.
Eyüphan Kaya
Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı
Özetle şu bilgiler paylaşıldı;
1979 yılında BM’de kabul edilen Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığı Önleme(CEDAW) sözleşmesi 1985 yılında ülkemizde kabul edilerek ona göre anayasal ve yasal düzenlemeler yapılarak bu günkü halini almıştır. Biz Türkiye Aile Meclisi olarak bu CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi aile yapımızı hedef alan çarpık sözleşmelerden kurtulup, yerli ve milli, inanç ve kültürümüzle uyumlu yasalar istiyoruz.
CEDAW Sözleşmesine göre;
*Ev reisliği kavramı kaldırdı.
Babalarımız ev reisi annelerimiz evin direğiydi. Bu sözleşme evin reisliğini babadan aldı ama anneye de vermedi. Sadece Evi eşler birlikte yönetirler diyor. Belki hala da edep, adap bir derece toplumda var ama her geçen gün bu reissiz evin durumu perişan olacak, kadın erkek arasında sık sık kavga ve kargaşaya neden olacaktır. Toplumun çekirdeği olan aile eş başkanlık yöntemi ile sözüm ona idare edilecekmiş. Bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.
*Kadına kocasından izinsiz çalışma imkanı,
Erkek işe, Kadın işe üstelik kadının çalışmak için kocasından izin isteme mecburiyeti dahi yok, sabahleyin anne babanın evden çıktığı düşündüğümüz zaman bu evde nasıl evlat yetişecek? Bu evden nasıl aile kokusu gelecek, bu evde nasıl bir huzur olacak? Vahim soruları akla geliyor. Bunun sakıncalı olduğunu söylüyor ve aile reisliğinin yeniden yasal olarak düzenlemesini talep ediyoruz.
*Nafaka olayda bir çarpıklık var.
Bu sözleşmenin yasalarımıza yansımasından dolayı boşanan eşlerden kadına sürekli nafaka ödenme hakkı yasal hale getirildi. Bunun sakıncalı olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı ortadadır. Kadın resmi evlilik yapmadan Hans ve Hanzo ile gönül eğlendirecek nafakayı da eski kocasından alacak, bazen de içkiyi fazla kaçırarak elin adamıyla çektiği fotoğrafı eski eşine gönderecek, bu da cinnet ve cinayete neden oluyor, bu konuda akla, vicdana, imana uygun bir yasal düzenlemenin yapılmasını istiyoruz.
*Mal ortaklığı, evlenen kadının kocasının malına ortaklığını getirmiş, bir çok kadın bunu su-i istimal ederek zengin birisiyle evlenip ayrılma yollarını arıyor, hatta bazı avukatlar da bir şeyler kazanmak amacıyla bu tür boşanmaları teşvik ediyor, bu endişeden dolayı kimi erkekler evlenmeye cesaret etmiyor, buna bir düzenleme getirilmesini istiyoruz
*Toplumsal Cinsiyet Eşitliği,
Sözleşmenin en can alıcı belası aslında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğidir, Kadın dermekleri, Feministler, LGBT dernekleri bütün bu melanetli oluşumlar cesaretini bu maddeden alırlar. Diyanet Reisi Prof.Dr.Ali Erbaş hocanın 24 Nisan Cuma günü Hacı Bayram-ı Veli camisinde okuduğu hutbesine de bu madde dayanak gösterilerek müdahale edildi.
İstiklal marşımızda diyor ki;
“Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli,
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” ama ne yazık ki bu sözleşme ile Camimize de Kitabımıza da namahremin eli uzatılıyor. Dolayısıyla bu sözleşmenin feshedilmesini istiyoruz
*Evlilikte 18 yaşı altı evlenmek yasak zina serbest diyor
Temel eğitim, üniversite, meslek edinme ve iş bahanesiyle evlilik yaşı kızlarımızda hayli ilerledi. Bu onların doğurganlık özelliklerinin körelmesine vesile ve annelik vasıflarının kaybolmasına neden oluyor.
Ayrıca sanki her kıza iş-aş imkanı verecekmişiz gibi hülyalı bir rüya ile kızlarımızı yetiştiriyoruz. Ne yazık ki “önce iş, sonra eş” sloganı yüzünden evlilik geçkiyor, hayatın tadı kaçıyor.
Biz de kızlarımız için “önce eş, sonra iş” diyoruz. Kadının annelik vasfını ancak bu şekilde bir derce muhafaza edebiliriz. Dolayısıyla bu yabancı sözleşmeler 18 yaş altı kız çocuklarına flört vb. beraberliği özgürlük adına yasal bir hayat sayarken evlenmelerine engel oluşturuyor. Bu konuda kız erkek/ iki tarafın aileleri tamamı eğer rıza gösteriyorsa evlilik yaşının 15 düzeyine indirilmesini istiyoruz.
İlginçtir bin bir türlü melanet içerek İstanbul Sözleşmesinin ana dayanağı da SEDAW sözleşmesidir. İddiamız su ki bu sözleşme feshedilmediği sürece dünyada ailede huzur olmaz, kadın erkek sürekli bir çekişme yaşayacak ve cinnet ve cinayet olayları daha da artacaktır.
Kamu oyuna saygılarımızla.
Eyüphan Kaya
Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı