Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şahadetleriyle dinimizin temeli olan bu ezanlar, tarihimizin mukaddes emaneti ve hürriyetimizin müseccel alametidir. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki istiklalimiz de istikbalimiz de sevgisiz, vatansız, bayraksız ve ezansız olmayacaktır." dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'nde konuştu.
Sözlerine, "Bu müstesna zamanda bizleri buluşturan, rahmetiyle kalplerimizi kaynaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Alemlere rahmet, insanlığa rehber ve müminlere örnek olarak gönderilen Hazreti Peygamberimize, onun ehlibeytine ve ashabına selam olsun." ifadeleriyle başlayan Erdoğan, asırlardır ilimle, irfanla, hikmetle yolu aydınlatan alimleri, arifleri ve gönül erlerini hürmetle ve tazimle yad ettiğini belirtti.İslam'ın izzetini her şeyin üstünde tutan, i'la'yi kelimetullah uğruna canlarını feda eden aziz şehitleri rahmetle andığını, gazilerin her birine şahsı, milleti ve ülke adına şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, cumayı cumartesiye bağlayan gece kavuşulacak Leyle-i Mevlid'in tüm insanlık adına hayırlara vesile olmasını diledi.Erdoğan, aziz milletin mayasındaki Allah ve peygamber aşkı ile yüreklerin genişlediğini, onu seven herkesin kalplerinde yerini bulduğunu belirterek, bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet beslediklerini ve tüm ezilenlere karşı merhamet duyduklarını ifade etti.Asya'dan Afrika'ya, Kafkaslardan Balkanlara, Hint Okyanusu'ndan Batı Sahra'ya kadar nerede bir Müslüman varsa gönüllerinin ve akıllarının orada olduğunu, Bosnalı, Azerbaycanlı, Afganistanlı kardeşlerin sevinci ile sevinerek, kederiyle kederlendiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:"Arakanlı, Sudanlı, Yemenli yetimin acısı bizim acımızdır. Filistinli çocuğun gözyaşı, Afrikalı annenin feryadı bizi yaralar. Çünkü biz Peygamberimizin, Aleyhissalatu vesselam buyurduğu hakikat gereği, Müslümanları bir bedenin azaları olarak görür, bir binanın tuğlaları olarak biliriz. Dünyadaki tüm mazlumlarla aramızda hiçbir bıçağın kesemeyeceği, hiçbir ateşin yakamayacağı, hiçbir tuzağın yıkamayacağı bir bağ vardır. Merhum Mehmet Akif, bu sarsılmaz bağı dizelerinde şöyle anlatır: 'Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' Bu anlayışla Somali'den Libya'ya, Pakistan'dan Ukrayna'ya kadar nerede kanayan bir yara varsa durdurmak için çalışıyor gayret gösteriyoruz. Hangi inanca mensup olursa olsun, mazluma sahip çıkmayı, zalimin karşısında dimdik durmayı kendimize görev telakki ediyoruz."Türkiye'nin yakın çevresiyle birlikte dünyanın farklı köşelerinde yürüttüğü kalkınma yardımı ve insani diplomasi faaliyetlerinin arka planında bu tasavvurun olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız. Amerika, Batı filan değil, 1 numara biziz. Dünya, beşten büyüktür derken de herkes için daha adil bir dünya mümkün derken de inancımızın bize emrettiği bu anlayışı ifade ediyoruz. Merhametini yitirmiş bir çağda, Diyanetimizle, TİKA'mızla, AFAD'ımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla düşkünlerin, bir lokma ekmeğe muhtaç fakirlerin, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri emperyalistler tarafından sömürülen mazlum halkların imdadına biz koşuyoruz. Bugün Türkiye denilince, akla ekonomisi, savunması, askeri imkan ve kabiliyetleri yanında vicdanıyla, merhametiyle, insani krizler karşısındaki ilkeli duruşu ile öne çıkan bir ülke geliyor. Ay yıldızlı al bayrağımız dalgalandığı her yerde vatandaşlarımızın yanı sıra orada yaşayanlar için de güveni ve adaleti temsil ediyor. Kardeşlerimiz başta olmak üzere yüz milyonlarca mazlum ve masumun da umudu haline gelmenin ağır sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz. Rabbime bizleri böyle bir inancın, böyle bir medeniyetin alicenaplığı ile maruf, böyle asil bir milletin mensupları kıldığı bu ülkeye hizmetkar olma şerefi bahşettiği için sonsuz hamdediyorum."Hemen her gün insanlık olarak yeni bir krize, yeni bir gerilime uyanıldığını, salgının yıkıcı etkilerini henüz atlatamadan, iki komşu ülke arasında patlak veren kanlı savaşın acı sonuçlarının tecrübe edildiğini belirten Erdoğan, insanlık için refah, huzur, barış ve özgürlük asrı olmasını umut ettikleri 21'inci asrın tam anlamıyla bir buhranlar çağına dönüştüğünü söyledi.
