İzmir'de 30 Ekim 2020'de saat 14.51'de yaşanan, merkez üssü Seferihisar olan ancak özellikle Bayraklı ilçesinde yıkıma neden olan deprem nedeniyle 117 kişi yaşamını yitirdi, 1034 kişi yaralandı.İzmir ve çevre illeri sarsan depremde tüm Türkiye, enkaz altından gelecek umutlu haberleri bekledi. Enkaz altından kurtulanlarla sevinç, hayata veda edenlerle de büyük üzüntü yaşandı.Depremin üzerinden geçen 365 günde yakınlarını kaybedenler ve enkaz altından sağ çıkanlar, bir yandan acılarıyla baş etmeye çalışırken bir yandan da adliye koridorlarında, yıkılan binalardan sorumlu olduğu iddia edilen kişilerin hak ettikleri cezaları almalarının uğraşını veriyor.İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 5 binanın yıkılmasında ihmalleri olduğu iddia edilen şüphelilere yönelik depremin hemen ardından soruşturma başlattı.Aralarında müteahhit, sürveyan, inşaat mühendisi, mimar; projesiz, izinsiz ve kontrolsüz tamirat işlemi yaptırdığı, binanın kentsel dönüşüme sokulmasına karşı çıktığı ve binadaki hasarı bina sakinlerinden gizlediği iddia edilen apartman kat malikleri ile yapı denetim şirketi yetkililerinin de olduğu 29 sanık hakkında "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan dava açıldı.
Soruşturma kapsamında binaların yıkılmasında ihmali, denetim eksikliği olduğu öne sürülen belediye görevlileri ile İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinde görevli kişilerden oluşan kamu görevlileri hakkında hazırlanan dosya ise ayrılarak Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında gereğinin yapılması için Memur Suçları Bürosu'na gönderildi.İddianamelerde şüphelilerin tespiti ise Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 4 kişilik bilirkişi raporu ile yapıldı.Raporlarda, 5 apartman için de ortak görüşe varılarak, "Projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik" nedeniyle yıkıldığına dikkati çekildi.Depremde 36 kişi ile en çok can kaybının yaşandığı Rızabey Apartmanı'na ilişkin hazırlanan raporda, binanın daha önce deprem nedeniyle hasar aldığı, bu hasardan sonra projesiz, izinsiz ve kontrolsüz bir tamirat işlemi geçirdiğinin tespit edildiği, bu işlemin de yapının tamamen yıkılmasında etkisi olabileceğinin değerlendirildiği vurgulandı.İddianamelerin mahkemelerce kabulü ile yeni adli yılda başlayan kovuşturma sürecinde ise 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı Yağcıoğlu Apartmanı B Blok davasında 2; 30 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 kişinin yaralandığı Emrah Apartmanı davasında 3; 36 kişinin vefat ettiği 17 kişinin yaralandığı Rızabey Apartmanı davasında 9; 15 kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin yaralandığı Doğanlar Apartmanı B Blok davasında 4; 11 kişinin vefat ettiği, 11 kişinin yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok davasında ise 11 olmak üzere toplam 29 sanık yargılanıyor.Depremde ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Barış Sitesi'ne ilişkin ise şüphelilerin hayatta olmaması ve kimlik tespiti yapılamaması nedeniyle dava açılamadı.
Soruşturma kapsamında binaların yıkılmasında ihmali, denetim eksikliği olduğu öne sürülen belediye görevlileri ile İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinde görevli kişilerden oluşan kamu görevlileri hakkında hazırlanan dosya ise ayrılarak Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında gereğinin yapılması için Memur Suçları Bürosu'na gönderildi.İddianamelerde şüphelilerin tespiti ise Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 4 kişilik bilirkişi raporu ile yapıldı.Raporlarda, 5 apartman için de ortak görüşe varılarak, "Projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik" nedeniyle yıkıldığına dikkati çekildi.Depremde 36 kişi ile en çok can kaybının yaşandığı Rızabey Apartmanı'na ilişkin hazırlanan raporda, binanın daha önce deprem nedeniyle hasar aldığı, bu hasardan sonra projesiz, izinsiz ve kontrolsüz bir tamirat işlemi geçirdiğinin tespit edildiği, bu işlemin de yapının tamamen yıkılmasında etkisi olabileceğinin değerlendirildiği vurgulandı.İddianamelerin mahkemelerce kabulü ile yeni adli yılda başlayan kovuşturma sürecinde ise 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı Yağcıoğlu Apartmanı B Blok davasında 2; 30 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 kişinin yaralandığı Emrah Apartmanı davasında 3; 36 kişinin vefat ettiği 17 kişinin yaralandığı Rızabey Apartmanı davasında 9; 15 kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin yaralandığı Doğanlar Apartmanı B Blok davasında 4; 11 kişinin vefat ettiği, 11 kişinin yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok davasında ise 11 olmak üzere toplam 29 sanık yargılanıyor.Depremde ölüm ve yaralanmaların yaşandığı Barış Sitesi'ne ilişkin ise şüphelilerin hayatta olmaması ve kimlik tespiti yapılamaması nedeniyle dava açılamadı.