GENÇ CUMHURİYET’İN KENDİNİ BATI’YA TANITMA PROJESİ:
“SEYYAR SERGİ” (4)
Seyyar Sergi, 31 Temmuz’da Leningrad’dan ayrılarak[1], Türkiye’ye doğru dönüş yoluna başlamıştı. 2 Ağustos’ta Polonya’nın Danzig şehrine ulaşmış olan sergi[2], burada iki gün kaldıktan sonra Danimarka’ya gitmek üzere şehirden ayrılmış; 5 Ağustos’ta Kopenhag şehrine varmıştı.[3]
21 Ağustos Cumartesi günü Fransa’nın Marsilya şehrine ulaşan sergi, buradan hareketle 25 Ağustos’ta İtalya’nın Cenova kentine[4], oradan da son liman olarak Napoli’ye uğrayacaktı. 28 Ağustos Cumartesi günü Napoli Limanına gelen Seyyar Sergi’yi burada Roma büyükelçimiz ile konsolosumuz karşılamıştı. Karşılama merasiminde Napoli Valisi, Belediye Başkanı, Ticaret Odası üyeleri, İtalya Deniz Ticaret Müsteşarı hazır bulunmuştu. Akşam Belediye’de resmikabul yapılırken; ertesi gün Ticaret Odası tarafından bir öğle yemeği düzenlenmişti. İtalyanlar, seyyar sergi heyetimizi ilgi ve alaka ile karşılamıştı. İtalya hükümeti sergiye geleceklere ulaşım kolaylığı sağlarken, serginin satış kısmına gümrük muafiyeti uygulama kararı almıştı.[5]
30 Ağustos günü Napoli’den ayrılan, Seyyar Sergi’nin yer aldığı Karadeniz Vapuru, 4 Eylül’de Çanakkale Boğazı’ndan geçerek, 5 Eylül’de İstanbul’a geldi.[6] Seyyar Sergi’nin İstanbul’a geliş haberini veren Milliyet gazetesi, Seyyar Sergi’ye inanmayan ve muhalif olan kesimlere yönelik üstü örtülü eleştirisini şu başlıkla gündeme taşıyordu: “Seyyar Sergi dün avdet etti. Giderken ‘Asgari Mahcubiyet’ istenen sergi bilakis ‘azami muvaffakiyet’ temin ederek gelmiştir”. Gazete, serginin ülkeden ayrılacağı günlerde bazı gazetelerin “gitti, gidiyor, gitmemesi lazımdır, eyvah gidiyor!” şeklinde memnuniyet ifade etmeyen haberler kaleme aldıklarını; fakat geldiği şu günlerde ise aynı gazetelerin “geldi, geliyor” haberlerine yer verdiklerine dikkat çekiyordu.[7]
Seyyar Sergi, uzun seyahati sırasında 120 bin liralık bir satış yapmıştı. En fazla satışı yapılan ürünler arasında tütün, halı, kehribar gibi yükte hafif ürünler yer alıyordu. Satış yoluyla biten ürünlerin yerine yenilerinin ikmali posta yoluyla İstanbul’dan sağlanmıştı. Sergi Düzenleme Heyeti Başkanı Rufi Bey, gazeteye verdiği demecinde, sergi sayesinde pek çok ürün için siparişler aldıklarını, 120 bin liralık satış yaptıklarını ifade ederek; ülke zenginliklerinin dış dünyaya tanıtmış olmalarının önemine değinmiş ve ülke iktisadiyatını lazım gelen faydanın sağlanmış olduğuna vurgu yapmıştı. Sergi ile seyahat eden çok az sayıdaki tüccarlardan biri olan Kehribarcı Ali Bey, serginin ticari hayatına olan katkısını şu sözlerle ifade ediyordu: “Vapurumuzda tüccar sanıyla bulunanlar birkaç kişiden ibarettir. Hâlbuki tüccarın daha fazla olması lazımdı. Birçok şehirlerde sergimizin resimlerini aldılar. Satmak için mal yetiştiremediğimiz gün oldu. Yalnız kehribardan yedi sekiz yüz bin liralık satış yaptım. Bundan başka birçok siparişlerde aldım.”[8]
Seyyar Sergi, yaklaşık üç ayı bulan ziyaretleri boyunca toplam 9.921 mil yol almış; Türk denizcilerinin kısmen veya tamamen yabancı olduğu denizlerde gerçekleşen bu uzun seyahat süresiyle Türk denizcilik tarihi adına önemli bir başarıya imza atmıştı. Sergi’nin bu yönüne dikkat çeken Milliyet gazetesi, haberinin sonunda şu cümleye yer veriyordu: “Her halde Baltık Denizine Türk bayrağını ilk defa götüren Karadeniz’dir.”[9]
Sonuç
Seyyar Sergi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği altında Türklerin kurduğu yeni Cumhuriyet rejiminin kendisini Avrupa’ya tanıtma projesiydi. Batı ile ticari ilişkilerin gelişimini önceleyen bu sergide Türkiye’de üretilen pek çok ticari ve zirai ürün sergilenmiş; bu ürünlerin Batı’ya pazarlanması yolunda çeşitli ticari görüş alışverişlerinde bulunularak, Türkiye’nin gelişmeye açık ekonomisine kaynak yaratılmaya çalışılmıştı. Öte yandan sergi sadece bir ticari gemi değildi. Ayrıca sergi Türkiye’nin sosyal ve siyasi olarak yaşadığı değişimi Batı’ya tanıtmanın bir aracı olmuştu. Projenin özünde “Yeni Türkiye” kavramını Batılılara göstermenin arzusu vardı. Her şeyden önce başta tercüme görevi ve muhabirlik olmak üzere sergiye kadınların katılması yönünde özel bir çaba sarf edilmişti. Dil bilen, giyim, kuşam, eğitimiyle modern bir görünüm kazanan Türk kadın profili ön plana çıkarılmıştı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının üç ay boyunca sergi ile seyahat etmesi, her gidilen ülkede konser verilmesi de bu amaca, yeni Türkiye’yi tanıtma amacına yönelikti. Sergi, muasır medeniyetler seviyesini yakalamaya çalışan Türklerin çabasını yansıtan bir ayaklı reklam gemisiydi. Serginin her gittiği ülkede yaratmış olduğu şaşkınlık ve beğeni de bu amacına ulaştığını gösteriyordu. Ayrıca sergiye katılanların gezilen ve görülen ülkelerdeki izlenimlerini basın yoluyla ülkeye aktarmaları sayesinde, Batı tipi yaşam tarzı Türk kamuoyunda dillendirilmeye başlanmıştı.
Kaynakça
I-Resmi Yayınlar
TBMM Zabıt Ceridesi
Resimli Gazete
Seyyar Sergi Talimat ve Programı, Hilal Matbaası
II- Süreli Yayınlar
Cumhuriyet
Hâkimiyeti Milliye
Milliyet
Resimli Gazete
Times
III- Araştırma ve İnceleme Eserler
“Seyyar Sergi Hakiki Bir İhtiyacın Mahsulüdür”, Hâkimiyet-i Milliye, 16 Mayıs 1926.
Gözcü, Alev, “İzmir İktisat Kongresi”, İzmir Kent Ansiklopedisi Tarih Cildi, C 2, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yay., İzmir, 2013, ss. 15-31.
Kayra, Cahit, 1923-1950 Devletçilik Altın Yıllar, C 1, 2. Baskı, Tarihçi Kitabevi, İstanbul, 2013.
Memiş, Şefik, 19. Yüzyılda Bir Sanayileşme Stratejisi Olarak Uluslararası Fuarlar: Osmanlı Örneği, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi)
Ökçün, Gündüz, Türkiye İktisat Kongresi: 1923- İzmir Haberler, Yorumlar, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak. Yayınları, 1981.
IV- İnternet Kaynakları
http://www.tiftikbirlik.com.tr/