Değer…
Kimin gözünde, kimin önceliğinde, kimin sırasındasın?
Bir insanın seni ne kadar gördüğü, aslında ne kadar önemsediğiyle ölçülür. Çünkü değer öncelik sırasına göre değişir. Kimini işinden daha değerli görürsün, kimini bir kahve sohbetine bile lâyık bulmazsın. Hayatın terazisinde herkesin sırası farklıdır; bazen sevgi listenin sonunda kalır, bazen vicdan ilk sırada yerini alır.
Peki farkındalık?
O da tıpkı değer gibi, öncelik sırasına göre oluşur. Kendini bilmeyen, başkasını anlayamaz. Kendine değer vermeyen, kimseye gerçek anlamda veremez. Başkalarının gözüyle yaşayan bir insan, kendi iç sesini çoktan susturmuştur.
Başkalarının beğenisiyle büyüyen bir egonun, farkındalığı da sanaldır; bir “beğeni” kadar geçici. Oysa farkındalık, sessizlikte büyür…!
Bir insan, aynaya baktığında “Ben kimin için yaşıyorum?” diye sorduğu anda başlar. Bir bakış, bir söz, bir davranış; hepsi o öncelik sıralamasında yerini bulur. Eğer hayatında yanlış insanlar hep ilk sıradaysa, doğru insanlara sıra asla gelmez.
Unutma…
Kimi için birinci sıradasın, kimi için listenin sonunda bile yoksun. Ama önemli olan, kendi listenin en başına kendini koyabilmek.
Çünkü insan önce kendi farkındalığını kazanırsa, sonra başkalarının değerini anlayabilir.





